TÜRKİYE POSTASI - Kent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Örmeci, ABD’nin son dönemlerde sorun yaşamasına rağmen çökecek bir devlet olmadığını söyledi.
ABD ÇÖKECEK BİR DEVLET DEĞİLDİR
TİNGADER (Tüm İnternet Gazetecileri ve Gazeteciler Derneği) Kent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Örmeci’yi ağırladı. Örmeci, kongre binası baskınının yanı sıra bir dizi sorunlarla boğuşan ABD’nin çökecek bir devlet olmadığını savundu.
Doç. Dr. Örmeci, Gazeteci-Yazar Müslüm Aktürk’ün moderatörlüğünde TİNGADER’in düzenlediği video konferans sistemiyle yapılan toplantıya katıldı. “TÜRK DIŞ POLİTİKASI’NDA UFUK TURU” konulu toplantıda konuşan Örmeci, Türkiye’de dindar bir toplum olduğunu belirterek dış politikanın da bu hassasiyete göre sürdürülmesinin toplumda karşılık bulacağını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğundan beri savaş kaybetmeyen bir ülke olduğunu hatırlatan Ozan Örmeci, “Savaş, zorunlu olmadıkça felakettir. 350 milyona yaklaşan nüfuslu bir ABD’ye, bir buçuk milyarlık nüfuslu Çin’e göre biz orta boy bir ülke olduk. Nüfusumuzun 100 milyona ulaşması Türkiye için iyi olur” dedi.
Türkiye’nin 80’li yıllardan beri sürdürdüğü terörle mücadelesi nedeniyle savaş tecrübesi kazandığına dikkat çeken Örmeci, Nato’da ABD’den sonra 2.büyük orduya sahip ülkenin Türkiye olduğunu kaydetti.
DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTMALIYIZ
Dış ticaret açığı konusunda Türkiye’nin iyi durumda olmadığına dikkat çeken Kent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Örmeci, yaklaşık 3 saat süren sunumunda şu görüşlere yer verdi:
“Dışa bağımlılığımızı azaltmalıyız. Başta Almanya olmak üzere AB ülkeleriyle yaptığımız ticaret yaklaşık 500 milyon nüfusu ilgilendiriyor. Oysa Asya’da bu nüfusun çok daha fazlası var. Dünyanın gidişatı da oraya doğru sürüyor. Biz de yüzümüzü Asya’ya döndürmemiz lazım. Avrupa’da köşe başları tutulmuş durumda. Dolayısıyla Asya ülkeleriyle yapacağımız ticarette daha kazançlı çıkarız. Gelişmekte olan ülkelere ihracat şansımız daha fazla. İHA’larımız SİHA’larımız şov yaptı. Bu silahlarımızı gelişmekte olan ülkelere satmamız lazım.
TÜRKİYE DÜNYANIN VİCDANIDIR
Türkiye 4 milyon dolayında Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Milliyetçi görüşüyle bilinen MHP ve İYİ Parti’den bu mülteciler için hiç tepki gelmedi. Oysa çok az mülteciye kapısını açan Avrupa’da sağ seçmenden parti liderlerine yoğun tepkiler yaşandı. Hükümet iyi niyetli bir politika sürdürdü. Türkiye, bu konuda dünyanın vicdanıdır.
ABD İLE ARAMIZDA GÜVEN KAYBI VAR
ABD ile 2016’dan beri güven kaybımız var. S-400’ler de bu yüzden alındı. ABD’de Türkiye’yi savunan kurum kalmadı. Etkinliğimizi kaybettik. İlişkilerimizin yeni dönemde iyi olmasını umuyoruz. ABD’yi dev bir file benzetirsek biz de kurt oluruz. Filin yanlışları oluyor ancak oyunu kuralına göre oynayıp filin altında ezilmemek lazım. ABD çökecek bir devlet değil. Sorunları var ama hala süper bir güç.
AKDENİZ PAKTI OLUŞTURABİLSEYDİK
Doğu Akdeniz sorununda strateji anlamında üstünüz. ABD’nin bu konuda adil hakem olmasını istiyoruz. ABD’nin yanlış politikası Türkiye’yi Rusya’nın yanına itiyor. S-400’ler riskli bir durum ama geçmişe baktığımızda bazı ambargoların yaşandığını ve sonradan bu sorunun çözüme kavuşturulduğunu gördük. Doğu Akdeniz sorununa Türkiyesiz bir çözüm aramak komik ve saçma bir uğraş. Keşke Akdeniz ülkeleriyle İsrail dâhil bir ‘Akdeniz Paktı’ oluşturabilseydik.
MÜLTECİLERİN FAYDASI OLACAK
Mülteciler konusunda sabırlı olmamız lazım. Mültecilerin ileride bize faydası olacak. Sabırlı olduğumuz takdirde masada güçlü olacağız. Astana sürecinde bunu yaşadık. Mülteciler konusundaki politikamız devam etmeli.
MACRON’LA İYİ GEÇİNMELİYİZ
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 2027’ye kadar Fransa’nın Cumhurbaşkanı olarak kalacak. Yanlışlarına rağmen Fransa’yı kaybetmemeliyiz. Zaten geçenlerde Sayın Cumhurbaşkanımıza bir mektup göndererek böyle bir fırsata zemin hazırladı.
TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ
Rusya ilişkilerimiz iyi ama dış ticaret açığımız hala fazla. Siyasette anlaşamadığımız meseleler var ancak zamanla çözümlenebilir. Karabağ’da iyi bir durumdayız. Suriye’de, Libya’da farklı pozisyonlardayız ancak buradaki savaşlar vekil savaşları. Mersin Akkuyu’da nükleer baraj inşaatını üstlendiler ve bu sayede ‘nükleer santrali olan ülke’ sınıfına geldik.
DOĞU TÜRKİSTAN SORUNU
Çin’le son 10 yılda ilişkilerimiz arttı. Burada Doğu Türkistan sorunu var. Çin dini özgürlükler konusunda zayıf bir ülke. Ama bu konuda yapabileceklerimiz sınırlı. 1,5 milyar nüfuslu süper bir devletin üzerine İHA’larla SİHA’larla mı gideceğiz? Bu sorunu dostane bir şekilde anlatmaya çalışacağız. Rusya yıkıldığında insanların kiliselere camilere koştuklarını söyleyeceğiz.
KKTC TÜRKİYE’YE EN YAKIN DEVLET
Türkiye’ye en yakın Türk devleti KKTC’dir. Aramızı bozmak isteyenler olur. Ancak halkın çoğu Türkiye’yi seviyor. Din karşıtı değiller, Türkiye’ye karşı değiller. Rumlar, Türk tarihinde hep sorun olmuş, İngiltere bile bu sorunu çözememiş. Türkiye AB’ye girse de bu sorun sürecek gibi. Bireysel silahlanma Rum kesiminde oldukça fazladır. Rumlar maceracı ve savaşçı tipler. Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs’ta Türklerin kıtır kıtır kesildiğini unutmadı.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin tatar, Sayın Erdoğan’a ‘Cumhurbaşkanımız’ diyecek kadar Türkiye’yi seven bir devlet adamı. Tatar asla hata yapmaz. Tatar masadayken korkmamalıyız. Kıbrıslı siyasetçiler gelişmelere nokta, virgül kadar hakimler.
ERMENİSTAN
Ermenistan’da, ortam barış için müsait. Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarını terk etti. Dolayısıyla Ermenistan’la artık konuşulmalı ve siyasi bir köprü kurmalıyız. Fransa Cezayir’de soykırım yapmasına rağmen şimdi hala orada ve kimse tepki göstermiyor. Dış politika, İnsan Sabri Çağlayan’ın dediği gibi ‘ip cambazlığı’na benziyor. Ermenistan’da halk çok zulüm gördü. Türkiye ile ilişkiler gelişirse bu Ermenistan’ın lehine olur. Türk iş adamlarımız Ermenistan’ı bir yılda fetheder.
AHİM’DEN ÇEKİLEBİLİRİZ
İngiltere, ‘bizim mahkemelerimiz yeter’ deyip Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde çekildi. Biz de çekilebiliriz. Ancak bana göre kapı açık tutulmalı, çekilmemeliyiz.
HABER: Sena AKTÜRK / HABERAKDENİZ