Rahmetli Süleyman Demirel kendisine sürekli hakaret eden bir milletvekilini transfer etmesi üzerine kendi partililerinden biri üzüntülerini dile getirerek; “Beyefendi, bu adamı biliyorsunuz. Sürekli bize hakaret ediyordu. Nasıl oldu da aramıza aldınız?” sorusu üzerine merhum Demirel; ”Evet biliyorum, o karşı kapıda bağlı idi ve sürekli bize çemkiriyordu. Şimdi bizim kapıya bağlandı, karşıya çemkirecek” deyince, yanına gelerek serzenişte bulunan şahıs; ” Efendim, büyüklüğünüzü bir kez daha anladım” diyerek geri döner. 

Yine muhasebeci alacak bir firma (şirket) eledikleri sayıdan geriye kalan 3 kişiyi mülakata alır.

*1. şahsa 2 kere 2 kaç eder? diye sorar. Aday hemen cevap verir: “Bunu bilemeyecek ne var? kesinlikle 4 eder" der.

*2. aday çağırılır. Yine aynı soru: 2 kere 2 kaç eder? sorusudur. Aday hemen 2 ile 2’yi çarpar, 4’ü bulur ve sağlamasını yapar. 4 eder efendim der.

*3. adayın adı Zakir (Z.B.)’dir. Kendisine sorulan soru 2 kere 2 kaç eder? sorusudur. O’da cevaben; ”Değerli patronum, siz kaç olmasını istiyorsunuz? cevabıdır.

Firma yetkilisi tam aradığı adamı bulmuştur.

Efendim, pastanede tatlıcı, hastanede hasta bakıcı, hamamda havlu tutucu, ihtiyaç halinde yan yatıcı ve uzaktan bakıcı.

Değerli okurlar;

 Yani hasta bakıcı olan tipler Sayın Demirel zamanında olduğu gibi halen mevcut ve karşımızdalar.

Efendim bunu bir fıkra ile bitirmiş olalım. Hanlar hanı Hakan’ın bir dalkavuğu varmış. Bu dalkavuğun adı da Zakir (Z.B.) dir.

Bir gün Hakan Zakir’e (Z.B.); "Benim canım patlıcan yemeği istedi” demiş. Zakir (Z.B.) hiç durur mu?

"Amanınnn efendim! Patlıcanın oturtması olur, yatırtması olur, karnıyarığı olur, imam bayıldısı olur. Hangisini istiyorsunuz efendim?" der.

Hakan Zakir’e (Z.B.) “Oğlum, Her çeşidi olsun” der.

*Derken, etrafta ulemalar, fukahalar, hayraniler, seyraniler, naatçılar ve kıraatçılar ve müneatçılar yemeğe otururlar.

Tahta kaşık nasıl kullanılmamalı?

Zevkle kaşıklar sallanırken Hünkar başlar bağırmaya; “Allah kahretsin… Patlıcan acıymış". Zakir (Z.B.) durur mu? hiç;

*Allah belanızı versin, Hünkarım hemen su için.

Zakir (Z.B.); Aşçı, seni öldüreceğim, böyle yemek mi olur? Patlıcandan başka bir şey bulamadın mı?" der.

Hünkar; “Zakir, Zakir, Zakir… Ne utanmaz adamsın sen? Dün patlıcanı bana methediyordun. Şimdi de patlıcanı bana mat ederek yerden yere vuruyorsun!.."

*Zakir (Z.B.) cevap verir; “Hünkarım, bana ne patlıcandan?!.. Hem ben patlıcan değilim ki sizin dalkavuğunuzum.”

Değerli dostlar;

Maalesef dalkavuklar, önceki kapıdan karşı kapıya çemkirirlerken bugün bir başka alanda (yerde) efendi bulmaya çalışanlar yani Zakirler (Z.B) çoğaldı(lar).

İnşaAllah bu tür Zakirler (Z.B.) bize rastlamazlar eğer rastlarlarsa kendisine muhteşem bir ders vermeyi gönülden geçiririz. Ve kendisine Namık Kemal’in şu sözlerini de hediye ederiz:

*Muin-i zalimin erbab'ı deneattir,

*Köpektir zevk alan, seyyad-ı biinsafa hizmetten.

Not: Geçmişte birilerinin siyaset çiftliğinde otlananlar şimdi yeni meralar arıyorlar.

Biz;“ Helal-Haram ver Allah’ım,

Zakir kulum yer Allah’ım” diyemeyiz…

Zakir (Z.B.) hala ne demek istediğimizi anlamadan bakir kalmaya devam ederse Küresel Akdeniz olarak gereğini yaparız…

Mehmet Ali Çelik
Akdeniz Gazetesi, Küresel Akdeniz İnternet Sitesi ve TİNGADER Türkiye Dergisi İmtiyaz Sahibi 
    TİNGADER (Tüm İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği) Gn.Bşk
 TİGF ( Tarafsız İnternet Gazetecileri Federasyonu) Genel Başkan Vekili
Türkiye Basın Cemiyetleri Vakfı Üyesi/e.Tarih Öğretmeni

Rate this item
(1 Vote)
Read 24522 times Last modified on Jan 28, 2025