TİNGADER Basın Sözcüsü Enes Osman ABA Spekülatif yağ kuyrukları ve gündeme dair açıklamalarda bulundu.
ABA:
‘’Sözlerimize Amerikalı diplomat, Henry Kissinger’ın sözlerine atıfta bulunarak başlamak istiyorum.
Ne diyor Kissinger?
"Petrolü kontrol ederseniz ülkeleri; gıdayı kontrol ederseniz, insanları yönetirsiniz.’’
Bu sözlerden hareketle analiz yapacak olursak, Dünyanın iki tahıl ambarı ülkesi olan Rusya-Ukrayna savaşını daha iyi anlayabiliriz.
21.YY. üzerinden kurulmaya çalışan Küreselizm; dijital yaşamı, meteverseyi, sosyal kredi sistemini, bitcoini, yapay eti, Blockchain tabanlı insan fıtratına aykırı yeni düzen getirmeye çalışıyor. Küreselcilerin Yeni Dünya düzeni, büyük sıfırlama planlarının bir parçası da gıda tedarik ve dağıtım ağının sekteye uğratma hedefi taşıdığı görülmektedir. Özellikle Türkiye’de marketlerdeki yağ kuyrukları vb. manipülasyonlarının hedefi tamamen bir kaotik ortam hazırlamaya yöneliktir.
Küresel firmalar eliyle tekelleştirilmeye çalışılan gıda, bir milyar çiftçininde işini kaybetmesine neden olacaktır. Burada yapay et vb. ürünlerle insanların tüketim kültürü değiştirilmeye çalışılıyor. Türkiye geçtiğimiz yıl yaklaşık 7,5 milyon ton buğday ithal ederken, söz konusu buğdayın yüzde 66'sını Rusya, yüzde 18'ini ise Ukrayna'dan aldı. Özellikle tarımsal faaliyetlerin bulunduğu ülkelerde bölgesel çatışmaların olması tesadüf mü?
Ukrayna’nın 22,4 Milyar dolarlık ihracatının ilk üç sırasını Ay çiçeği, Mısır ve Buğday oluşturuyor. Türkiye olarak bizde bu üç ürünü Ukrayna’dan ithal ediyoruz.
TİNGADER Olarak Halkımıza Çağrımızdır. Ekonomi güvendir lütfen kaosa yol açacak manipülatif davranışlardan uzak duralım. Bize yetecek kadar ürün alarak, stokçuların para kazanma hırsına malzeme olmayalım.
Kurtuluş savaşı yaşamış ecdadın torunlarına yağ kuyruklarındaki görüntüler hiç yakışmıyor. Lütfen Ülkemize güvenerek, üretim ekonomisinin gereği olarak üretelim. İnanıyoruz ki Devletimiz Tarım Sektöründeki girdi maliyetlerinin yüksekliğini sübvanse ederek Çiftçisine gerekli desteği verecektir.
Unutmayalım İbn Haldun der ki:
‘’Açlık zamanlarında, ölenleri açlık öldürmez; gerçekte onları alışmış oldukları tokluk öldürür.’’